// Cemal Süreya //
Seçmeceler..
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°1
Seçmeceler..
Sen yüzüne sürgün olduğum kadın, Bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa...
// Cemal Süreya //
// Cemal Süreya //
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°2
Geri: Seçmeceler..
Bir ah ile bu alemi viran ederim ben...
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°3
Geri: Seçmeceler..
Sende öyle başın alıp, gitme ne olur...
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°4
Geri: Seçmeceler..
Kasım'da Aşk Başkadır...
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°5
Geri: Seçmeceler..
Kağıt bir gemidir devrim.
bütün gemiler,
hurdaya çıksa da sonunda,
taşıdığı özgürlük şiiriyle,
batmadan yüzer nicedir,
dünya sularında...
Kim bilir kaç yunus görmüş,
kaç 'DENİZ GEZMİŞ'...
bütün gemiler,
hurdaya çıksa da sonunda,
taşıdığı özgürlük şiiriyle,
batmadan yüzer nicedir,
dünya sularında...
Kim bilir kaç yunus görmüş,
kaç 'DENİZ GEZMİŞ'...
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°6
Geri: Seçmeceler..
Yumdum gözlerimi
Karanlıkta sen varsın
Karanlıkta sırtüstü yatıyorsun
Karanlıkta bir altın üçgendir alnın ve bileklerin
Yumulu göz kapaklarımın içindesin sevdiceğim
Yumulu göz kapaklarımın içinde şarkılar
Şimdi orda herşey seninle başlıyor
Şimdi orda hiçbir şey yok senden önceme ait
Ve sana ait olmayan
Nazım Hikmet / Yumdum Gözlerimi
Karanlıkta sen varsın
Karanlıkta sırtüstü yatıyorsun
Karanlıkta bir altın üçgendir alnın ve bileklerin
Yumulu göz kapaklarımın içindesin sevdiceğim
Yumulu göz kapaklarımın içinde şarkılar
Şimdi orda herşey seninle başlıyor
Şimdi orda hiçbir şey yok senden önceme ait
Ve sana ait olmayan
Nazım Hikmet / Yumdum Gözlerimi
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°7
Geri: Seçmeceler..
Ben neden senin avuçlarına bakarken kendi hayat çizgimi aradım ?
Ben neden hava durumu sunucularının,
Bölgelerdeki gözyaşı miktarlarını da belirtmesini bekledim,
Yağmurlarla birlikte ?
Ben neden bütün süpermarket raflarında senin konserveni aradım ?
Ben neden senin telefon numaralarını,
Kutsal kitaplarda bir şifreye denk düşürmeye çabaladım ?
Ben neden soğuk suyla yıkanırken hep sen üşüyorsun sandım ?
Ben neden hava durumu sunucularının,
Bölgelerdeki gözyaşı miktarlarını da belirtmesini bekledim,
Yağmurlarla birlikte ?
Ben neden bütün süpermarket raflarında senin konserveni aradım ?
Ben neden senin telefon numaralarını,
Kutsal kitaplarda bir şifreye denk düşürmeye çabaladım ?
Ben neden soğuk suyla yıkanırken hep sen üşüyorsun sandım ?
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°8
Geri: Seçmeceler..
Unutmak mı ?
Delisin...
Gitmesemde bekler orada deniz.
Gelirsem, bilmelisin
Benim beklememdir burada deniz.
Gitmek gibi geleceğim
Denizin delisine
Delinin denizi gibi
O ne kadar giderse...
Delisin...
Gitmesemde bekler orada deniz.
Gelirsem, bilmelisin
Benim beklememdir burada deniz.
Gitmek gibi geleceğim
Denizin delisine
Delinin denizi gibi
O ne kadar giderse...
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°9
Geri: Seçmeceler..
Üstüm başım toz içinde
Önüm arkam pus içinde
Sakallarım pas içinde
Siz benim nasıl yandığımı
Nerden bileceksiniz.
Bir fidandım deriildim
Fırtınaydım duruldum
Yoruldum çok yoruldum
Siz benim neler cektiğimi
Nerden bileceksiniz.
Taş duvarlar yıkıp geldim
Demirleri söküp geldim
Hayatımı yıkıp geldim
Siz benim neden kaçtığımı
Nerden bileceksiniz.
Gökte yıldız kayar şimdi
Annem beni anar simdi
Sevdiğim var kanar şimdi
Siz benim niye içtiğimi
Nerden bileceksiniz.
Bir pınardım kan oldum
Yol kenarı han oldum
Yanıldım ah ziyan oldum
Siz benim neden sustuğumu
Nerden bileceksiniz.
Ben ardımda yas bıraktım
Ağlayan bir eş bıraktım
Sol yanımı boş bıraktım
Siz benim kime küstüğümü
Nerden bileceksiniz.
Önüm arkam pus içinde
Sakallarım pas içinde
Siz benim nasıl yandığımı
Nerden bileceksiniz.
Bir fidandım deriildim
Fırtınaydım duruldum
Yoruldum çok yoruldum
Siz benim neler cektiğimi
Nerden bileceksiniz.
Taş duvarlar yıkıp geldim
Demirleri söküp geldim
Hayatımı yıkıp geldim
Siz benim neden kaçtığımı
Nerden bileceksiniz.
Gökte yıldız kayar şimdi
Annem beni anar simdi
Sevdiğim var kanar şimdi
Siz benim niye içtiğimi
Nerden bileceksiniz.
Bir pınardım kan oldum
Yol kenarı han oldum
Yanıldım ah ziyan oldum
Siz benim neden sustuğumu
Nerden bileceksiniz.
Ben ardımda yas bıraktım
Ağlayan bir eş bıraktım
Sol yanımı boş bıraktım
Siz benim kime küstüğümü
Nerden bileceksiniz.
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°10
Geri: Seçmeceler..
Yıllar var ki biz seninle
Bakışarak konuşuruz
Sevdalanmış kalbimizle
Rüyalarda buluşuruz
Bu şarkıyla kavuşuruz
Aşk gülümüz solsa bile
Gözümüz yaş dolsa bile
Zaman geçmiş olsa bile
Rüyalarda buluşuruz
Bu şarkıyla kavuşuruz
Bakışarak konuşuruz
Sevdalanmış kalbimizle
Rüyalarda buluşuruz
Bu şarkıyla kavuşuruz
Aşk gülümüz solsa bile
Gözümüz yaş dolsa bile
Zaman geçmiş olsa bile
Rüyalarda buluşuruz
Bu şarkıyla kavuşuruz
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°11
Geri: Seçmeceler..
Sen seni seveni görmeyecek kadar körsen, o da sana sevgisini söylemeyecek kadar gururludur..
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°12
Geri: Seçmeceler..
Sen birinci hamura basılmış dokuz punto beyaz karaktersin, alınyazımsın. Daha doğrusu alınyazımın tek okunaklı yerisin..
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°13
Geri: Seçmeceler..
Hayatın hızıyla yaşadık o aşkı
Her şey bir anda başladı
Yaşandı
Ve bitti...
Yan yana gidip de bir süre
Ayrı yönlerde uzaklaşan
İki tren gibi...
Her şey bir anda başladı
Yaşandı
Ve bitti...
Yan yana gidip de bir süre
Ayrı yönlerde uzaklaşan
İki tren gibi...
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°14
Geri: Seçmeceler..
Bilmem ki hâtıralar,
Ne istersiniz benden,
Gelir gelmez sonbahar?
Bu kanad çırpış neden?
Cama vuracak ne var
Ey eski hâtıralar
Sanmayın güller açar,
Bülbül değildir öten;
Bu rüzgâr başka rüzgâr.
Ne istersiniz benden,
Bilmem ki hâtıralar,
Gelir gelmez sonbahar?
Ne istersiniz benden,
Gelir gelmez sonbahar?
Bu kanad çırpış neden?
Cama vuracak ne var
Ey eski hâtıralar
Sanmayın güller açar,
Bülbül değildir öten;
Bu rüzgâr başka rüzgâr.
Ne istersiniz benden,
Bilmem ki hâtıralar,
Gelir gelmez sonbahar?
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°15
Geri: Seçmeceler..
Bu müze var ya bu müze,
Seninle gezerken güzel.
Kimseler yoksa salonda,
Seni öpmek en güzel..
Bu rakı var ya bu rakı,
Seninle içerken güzel.
Kimler olursa olsun varsın,
Rakılı ağzından öpmek en güzel..
İşte bu dünya var ya bu dünya,
Seninle yaşarken güzel..
Sen varsın ya sen,
Ancak benimleysen güzel..
Seninle gezerken güzel.
Kimseler yoksa salonda,
Seni öpmek en güzel..
Bu rakı var ya bu rakı,
Seninle içerken güzel.
Kimler olursa olsun varsın,
Rakılı ağzından öpmek en güzel..
İşte bu dünya var ya bu dünya,
Seninle yaşarken güzel..
Sen varsın ya sen,
Ancak benimleysen güzel..
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°16
Geri: Seçmeceler..
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüzgar onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...
O manayı bul da bul!
İlle Istanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir "Katibim" i...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüzgar onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...
O manayı bul da bul!
İlle Istanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir "Katibim" i...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°17
Geri: Seçmeceler..
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi,beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin
Fedakarlığımı anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
Bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor...
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi,beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin
Fedakarlığımı anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
Bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor...
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°18
Geri: Seçmeceler..
Bana yalanlar söylese yetinecektim.
Ama yalan söyledi..
Ama yalan söyledi..
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°19
Geri: Seçmeceler..
Sen geçtin yine ben sınıfta kaldım;
Bir türlü yanına ulşamadım.
Sevda sınavından teşekkür aldım;
İhanet dersine çalışamadım...
Gözlerim kapansa uykusuzluktan,
Korkarım hocama saygısızlıktan,
Bir örnek istedi duygusuzluktan;
Seni diyecektim konuşamadım...
Vefasız olmayı bilmedim diye,
Adını kalbimden silmedim diye,
Okuldan atıldım gülmedim diye;
Tebessüm etmeye alışamadım...
Bir türlü yanına ulşamadım.
Sevda sınavından teşekkür aldım;
İhanet dersine çalışamadım...
Gözlerim kapansa uykusuzluktan,
Korkarım hocama saygısızlıktan,
Bir örnek istedi duygusuzluktan;
Seni diyecektim konuşamadım...
Vefasız olmayı bilmedim diye,
Adını kalbimden silmedim diye,
Okuldan atıldım gülmedim diye;
Tebessüm etmeye alışamadım...
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°20
Geri: Seçmeceler..
Komik değil mi ?
Yanından geçen binlerce insan için sıradan birisin...
Hayatımda yanımdan geçen insanları;
sıradanlaştıran tek kişisin !...
Yanından geçen binlerce insan için sıradan birisin...
Hayatımda yanımdan geçen insanları;
sıradanlaştıran tek kişisin !...
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°21
Geri: Seçmeceler..
Körkütük yaşar bazı insanlar aşkı,
Sen kör o kütük !...
Sen kör o kütük !...
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°22
Geri: Seçmeceler..
Ah be bir tanem. Ah be deli uçurtmam!
Ben de gayrı buralarda duramam duramam buralarda.
Kendimi sendeki balkondan aşağı ittim !...
Ben de gayrı buralarda duramam duramam buralarda.
Kendimi sendeki balkondan aşağı ittim !...
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°23
Geri: Seçmeceler..
Soranlara adresim olarak gözlerini veriyorum...
Hep evde ol !...
Hep evde ol !...
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°24
Geri: Seçmeceler..
Affedilen vazgeçilendir...
O, affedildi...
Çünkü ondan vazgeçildi !...
O, affedildi...
Çünkü ondan vazgeçildi !...
Phobos- KıdemLi On Başı
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt tarihi : 05/11/10
- Post n°25
Geri: Seçmeceler..
Geri gelmemelisin.
Ya olduğun yerde kalmalısın ya da gittiğin yerde.
Sen bu hayatta gördüğüm en hoş'çakal'sın neticede."
Ya olduğun yerde kalmalısın ya da gittiğin yerde.
Sen bu hayatta gördüğüm en hoş'çakal'sın neticede."