Amerika'da bir baba ve oğlu beraber bir
karavan yolcuğuna çıkmışlar. Alternatif bir tatil yapmayı
planlıyorlarmış. Belli bir yol güzergahı çizmedikleri için macera olsun
diye anayoldan sapıp, dar bir yola girmişler. Bayağı bir yol gittikten
sonra çöl gibi bir yere varmışlar. Etrafta in cin top oynuyormuş. Bu
sırada adam benzinlerinin azaldığının farkına varmış. Hemen haritayı
açıp en yakın yerleşim yerini aramışlar. Karavan bir süre daha
gittikten sonra, benzin bittiği için yolda kalmış.
Baba kasabaya gidip benzin alıp geleceğini söylemiş. Ancak çocuk
bulundukları yerden hiç hoşlanmamış. Babasına kendisini de gö türmesi
için yalvarmış. Ancak adam çocuğun onu yavaşlatacağını düşündüğü için,
karavanın kapısını kilitleyeceğini ve kısa sürede döneceğini söyleyerek
çıkmış. Cep telefonunu da çocuğa bırakmış. Çocuk korku içerisinde
beklemeye başlamış. Bir saat geçip babası geri dönmeyince paniğe
kapılmış. Bir zaman sonra, karavanın tavanından "pıt pıt pıt" diye
sesler gelmeye başlayınca telefona sarılıp, eyalet polisini aramış. On
dakika sonra kasaba şerifi karavana ulaşmış. Şerif ve yardımcıları
kapıyı kırarak açmışlar. Çocuk dışarıya çıkar çıkmaz babasının kasabaya
gittiğini, ama çok geç kaldığını nefes nefese anlatmaya başlamış.
Ama şerif çocuğa bakacağına karavanın altında durduğu ağaca bakıyormuş.
Sonra yardımcısına "Çocuğu buradan uzaklaştırın" deyince, çocuk
arkasını dönüp ağaca bakmış ve düşüp bayılmış. Meğer karavanın üzerine
pıt pıt diye damlayan, ağacın dalına asılmış olan babasının kafasız
cesedinden akan kanın sesiymiş.
karavan yolcuğuna çıkmışlar. Alternatif bir tatil yapmayı
planlıyorlarmış. Belli bir yol güzergahı çizmedikleri için macera olsun
diye anayoldan sapıp, dar bir yola girmişler. Bayağı bir yol gittikten
sonra çöl gibi bir yere varmışlar. Etrafta in cin top oynuyormuş. Bu
sırada adam benzinlerinin azaldığının farkına varmış. Hemen haritayı
açıp en yakın yerleşim yerini aramışlar. Karavan bir süre daha
gittikten sonra, benzin bittiği için yolda kalmış.
Baba kasabaya gidip benzin alıp geleceğini söylemiş. Ancak çocuk
bulundukları yerden hiç hoşlanmamış. Babasına kendisini de gö türmesi
için yalvarmış. Ancak adam çocuğun onu yavaşlatacağını düşündüğü için,
karavanın kapısını kilitleyeceğini ve kısa sürede döneceğini söyleyerek
çıkmış. Cep telefonunu da çocuğa bırakmış. Çocuk korku içerisinde
beklemeye başlamış. Bir saat geçip babası geri dönmeyince paniğe
kapılmış. Bir zaman sonra, karavanın tavanından "pıt pıt pıt" diye
sesler gelmeye başlayınca telefona sarılıp, eyalet polisini aramış. On
dakika sonra kasaba şerifi karavana ulaşmış. Şerif ve yardımcıları
kapıyı kırarak açmışlar. Çocuk dışarıya çıkar çıkmaz babasının kasabaya
gittiğini, ama çok geç kaldığını nefes nefese anlatmaya başlamış.
Ama şerif çocuğa bakacağına karavanın altında durduğu ağaca bakıyormuş.
Sonra yardımcısına "Çocuğu buradan uzaklaştırın" deyince, çocuk
arkasını dönüp ağaca bakmış ve düşüp bayılmış. Meğer karavanın üzerine
pıt pıt diye damlayan, ağacın dalına asılmış olan babasının kafasız
cesedinden akan kanın sesiymiş.