forumVatan

Bilim adamları Allah'ı (c.c.) arıyor B-261910-üye_ol

Join the forum, it's quick and easy

forumVatan

Bilim adamları Allah'ı (c.c.) arıyor B-261910-üye_ol

forumVatan

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.......forumVatanHoşgeldiniz :
En son ziyaretiniz :
Mesaj Sayınız : 0


    Bilim adamları Allah'ı (c.c.) arıyor

    VaLKyRie
    VaLKyRie
    Admin
    Admin


    <b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 1284
    <b>Ruh HaLi</b> Ruh HaLi : 3
    <b>Zodyak</b> Zodyak : Yengeç
    <b>Kayıt tarihi</b> Kayıt tarihi : 04/02/10
    <b>Nerden</b> Nerden : Tekirdağ
    <b>Yaş</b> Yaş : 28

    Bilim adamları Allah'ı (c.c.) arıyor Empty Bilim adamları Allah'ı (c.c.) arıyor

    Mesaj tarafından VaLKyRie Perş. Tem. 01, 2010 2:44 pm

    Moskova'da
    basılan ve 3.1 milyon tirajı ile Rusya'nın en çok okunan günlük
    gazetesi Komsomolskaya Pravda, 18 Ekim 2007 tarihli yayınında, Harun
    Yahya'nın evrim teorisine karşı verdiği fikri mücadeleye yer verdi.
    Kapaktan verilen haber, "Bilim Adamları Allah'ı Arıyor - Etrafımızdaki
    Dünya Kendiliğinden Var Olmadı. O Yaratıldı" ana başlığı altında
    aktarıldı. 1925'te Genç Komünist Birliğin resmi yayın organı olarak
    kurulan gazetede, evrim teorisinin sorgulanması, hatta iman eden bilim
    adamlarının görüşlerine yer vererek, bilimin cevap veremediği metafizik
    sorular yayınlaması, Rusya'da materyalizm ve Darwinizm'in ciddi bir
    darbe almış olduğunu göstermektedir. Rusya'da senelerdir Harun
    Yahya'nın onlarca Rusça kitabının okunup 70 yakın belgeselinin
    izlenmesi, yazarın Rusça sitelerinden binlerce eser indirilerek
    fikirlerinin yakından takip edilmesi, günümüzde Rus halkının Allah'a
    imana yaklaşmasında, hiç kuşkusuz son derece etkili olmuştur. Harun
    Yahya'nın anti-materyalist, anti-Darwinist, anti-komünist görüşlerinin
    yaygınlaşması, bugün Rusya'da da meyvelerini vermektedir. Bu sol
    görüşlü gazetenin söz konusu haberinde ise, "Darwin doğruyu söylemiyor
    muydu?" başlığının ardından şöyle bildirildi:

    Rusya'daki bazı blog
    siteleri kısa bir süre önce, internetteki "Evrim Teorisinin Çöküşü"
    adlı ilgi çekici bir çalışmayı tartışıyorlar. Yazarı, Türkiye'den Bilim
    Araştırma Vakfı Başkanı Adnan Oktar. Bu kitap birkaç sene önce
    basılmış; 13 dile çevirilmiş ve 54 ülkede yayınlanmıştır. Kitabın
    konusu ve amacı -Darwinizmin sahtekarlıklarını ortaya çıkartmak.

    Eğer Darwin'in
    teorisi yanlışsa, bu durumda Oktar'ın bana ulaşan kitabıyla beni ikna
    ettiği gibi, evrenin tek yaratıcısı ve evrendeki yüce akıl, yalnız
    Allah olabilir...

    Kitabın adı Biz
    İnanıyoruz idi, kitapta çeşitli ülkelerden dönemin en tanınmış 53
    fizik, kimya, biyoloji bilim adamı (onların arasında Nobel ödüllü bilim
    adamları da vardı), evrenin kaostan tesadüf eseri var olması için son
    derece düzenli ve mükemmel kanunlara sahip olduğunu bildiriyorlar.
    Ayrıca tanıdığım bir sürü bilim adamı vardır ki, mulakat aldığım zaman
    mikrofonu kapattıktan sonra bazı itiraflarda bulunuyorlar. Basına
    yansıtmamak kaydıyla diyorlar ki herhangi bir keşifin son aşamasına
    yaklaştıklarında, sanki bir demir kapıyla yüz yüze geliyorlar ve o
    kapıyı açmakta çok zorlanıyorlar. Ama eğer o kapıyı aşarlarsa, o zaman
    şok bir durumla karşı karşıya kalıyorlar: "Bizi çevreleyen herşey
    olağanüstü komplekslik ve mükemmel mantıkla kurulmuş" Fakat deli ve
    dindar olarak gözükmemek için, kimse bu fikirleri açık ifade etmek
    istemiyor Buna tek cesaret eden dünyaca meşhur akademisyen, psikiyatri
    ve nöroloji professörü Vladimir Behterev'in torunu, Beyin Enstitüsü
    Başkanı Prof. Natalya Behtereva idi. Ömrünü beyin araştırmasına adayan
    Prof. Behtereva verdiği bir mulakatında şöyle bir itirafta bulunuyor:
    "Beyni her yönüyle incelemek mümkün değildir, çünkü beyin evrensel bir
    sır oluşturuyor. Ben, beynimizin Allah tarafindan yaratıldığını,
    aklımızı ve düşünme sürecimizi yönlendirdiğine büyük ihtimal veriyorum"
    diye konuştu.

    Amerikalı bilim
    adamları, düşüncelerinde daha özgür oldukları için, Allah'ın
    mucizelerini kabul etmekte tereddüt etmiyorlar. Örneğin Pensilvanya
    Eyaleti, Bethlehem şehrindeki Lehigh Üniversitesi'nde görev yapan
    Amerikalı biyokimya profesörü, Darwin'in Kara Kutusu kitabında şöyle
    bir itirafta bulunuyor:

    Son 50 yıldır
    biyokimya uzmanları, insan hücresinin çok önemli sırlarını keşfettiler.
    Bu sırları ortaya çıkarabilmek için, on binlerce bilim adamı
    hayatlarını laboratuvar çalışmalarına ve araştırmalara adadı; fakat
    canlı hücrenin incelemesi için verdiğimiz bütün çabalar, bizi tek
    sonuca getirdi: "Yaratılış".

    Rus Devlet
    Üniversitesi'nden Sosyal Bilimler öğretmeni, felsefe doktoru Aleksey
    Grigoryev, "Gerçekten, ne kadar çok öğrenirsek, o kadar fazla yeni
    sırla karşılaşıyoruz." diyor. XX. yüzyılın bilim adamlarının ileri
    sürdükleri, "Dünya"yı birkaç on yıl içerisinde çözmüş oluruz" iddiaları
    gerçekleşmekten çok uzak. Bugün biz görünümde en basit soruların
    cevabını bile verebilecek durumda değiliz: enerji nedir, elektron, yer
    çekimi nedir ve neden oluşuyor? Bugün yaşayan en dahi bilim
    adamlarından hiçbiri insan vücudu gibi mükemmel makina inşa edemez.

    Hiçbir mühendis evren
    gibi olağanüstü mükemmel bir sistemi kuramaz. Dünyamızın var olmasını
    sağlayan temel fiziki kuvvetler, bizi daha da çok şaşırtıyor: yer
    çekimi, merkezkaç, merkezcil kuvvetler vs. Bilim adamları yıllar
    öncesinden şunu ispatlamıştır: Bu kuvvetler şu anda olduklarından, %1
    farklı oranda olmuş olsalardı; insanları bir yana bırakın, yer yüzünde
    ne atomlar, ne de galaksiler oluşurdu.

    Evrenin ve insanın yapısındaki olağanüstü komplekslik ve mükemmellik birçok bilim adamını imana getirdi.

    ... [Darwin] Bu
    fikirlerini 1859 yılında yayınladığı Türlerin Kökeni kitabında
    açıklamıştı. Daha sonra bu bilim adamı teorisinde bir sürü açık ve hata
    olduğunu anlamaya başladı, bu hatalarını "Teorinin Zorlukları"
    bölümünde açıklıyor: Bazı organların var olması teorisini çıkmaza
    sokuyordu örneğin, insan gözü veya kuş tüyleri, ama en önemlisi:
    teorisinin doğruluğunu ispat edebilecek ara geçiş formların fosilleri
    bir türlü bulunamıyordu. Darwin bu eksik fosillerin ve diğer sorunların
    bilimin gelişmesiyle aşılabileceğini ümit ediyordu, fakat durum şu ki
    bugün bile balıklarla sürüngenler, yürüyenlerle kuşlar arasında teoriye
    göre olması gereken arageçiş formları ortada yok.

    *Dini inançlarla ilgili bir meseleyi nasıl bilimsel hale getirebilmişler pes doğrusu...

      Forum Saati Cuma Nis. 26, 2024 7:54 pm