forumVatan

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün YAZDIĞI KİTAPLAR B-261910-üye_ol

Join the forum, it's quick and easy

forumVatan

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün YAZDIĞI KİTAPLAR B-261910-üye_ol

forumVatan

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.......forumVatanHoşgeldiniz :
En son ziyaretiniz :
Mesaj Sayınız : 0


    MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün YAZDIĞI KİTAPLAR

    VaLKyRie
    VaLKyRie
    Admin
    Admin


    <b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 1284
    <b>Ruh HaLi</b> Ruh HaLi : 3
    <b>Zodyak</b> Zodyak : Yengeç
    <b>Kayıt tarihi</b> Kayıt tarihi : 04/02/10
    <b>Nerden</b> Nerden : Tekirdağ
    <b>Yaş</b> Yaş : 28

    MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün YAZDIĞI KİTAPLAR Empty MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün YAZDIĞI KİTAPLAR

    Mesaj tarafından VaLKyRie Salı Kas. 16, 2010 5:01 pm

    Mustafa Kemal Atatürk,
    yaşamının her döneminde kitapla bütünleşmiştir. Bu okuma sevgisinin
    kendisine sağladığı bilgi birikimini zaman zaman yazmaya dönüştüren
    Atatürk, yaşamının farklı dönemlerinde farklı konularda kitaplar
    yazmıştır. Yazdıkları gerek güncelliği, gerekse yol göstericiliği
    açısından bu gün dahi tartışmasız greçekleri içermektedir. O'nun
    günümüzde hala geçerliliğini koruması ileri görüşlülüğünün ve
    akılcılığının göstergelerinden biridir. Mustafa Kemal, özellikle II.
    Meşrutiyet'in (23 Temmuz 1908) ilanından sonra tüm dikkat ve
    çalışmasını askerlik üzerine yoğunlaştırılmıştır. O,mesleki bilgileri
    artıracak yayınların yapılmasını gerkli görüyordu. Bu amaçla mesleğinin
    ilkn yıllarından itibaren askerlikle ilgili birikimlerini aşağıda
    isimleri belirtilen kitaplarda toparlanmıştır.
    a) Takımın Muharebe
    Talimi b) Cumalı Ordugahı c) Tabiye Tatbikat ve Seyahati d) Bölüğün
    Muharebe Talimi e) Zabit ve Kumandan ile Hasbihal (Subay ve Komutan ile
    Konuşmalar) f) Tabiye Meselesinin Halli ve Emirlerin Sureti Tahririne
    Dair Nesayih
    NUTUK
    Yurdumuzun parçalanıp,
    işgal edildiği günlerden başlayarak, Türk tarihinde bir dönüm noktası
    olan İstiklal Savaşı'nı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ve
    inkılapların yapılışını anlatan Nutuk, siyasi ve milli tarihimizin
    birinci elden, değerli bir kaynak eseridir.
    Atatürk'ün kendi
    kaleminden çıkan bu eser, yine Atatürk tarafından, Cumhuriyet Halk
    Partisi'nin 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında Ankara'da toplanan
    İkinci Kurultayı'nda 36,5 saat süren ve altı günde okunan tarihi bir
    hitabeye dayandığı için Nutuk adını almıştır.
    Nutuk yalnız geçmiş
    devrin bir hikayesi olarak dünümüzü anlatmakla kalmayıp, yakın
    tarihimizden alınan ibret dolu tecrübelerle, milli varlığımızın
    bugününe de yarınına da ışık tutabilen bir değer taşımaktadır.
    Nutuk, milleti ülkenin
    geleceğini belirleyecek olan milli birlik ilkesi etrafında
    bilinçlendirip, kenetlendirerek, milli irade ve milli hakimiyet
    kavramlarının harekete dönüştürülmesi yoluyla, Türkiye Büyük Millet
    Meclisi'nin kuruluşundan Cumhuriyetin ilanına kadar uzanan başarılı bir
    tarihi akışın hikayesidir.
    Nutuk ilk defa 1927
    yılında, biri asıl metin, diğeri belgeler olmak üzere Arap harfleriyle
    iki cilt olarak yayınlanmıştır. Aynı yıl, tek cilt halinde lüks bir
    baskısı da yapılmıştır. Yazı inkılabından sonra, bu ilk metnin okunması
    güçleştiğinden, 1934 yılında, Milli Eğitim Bakanlığınca üç cilt olarak
    yeniden basılmıştır. Nutuk, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu
    Atatürk Araştırma Merkezince yeniden basılmıştır.
    BÖLÜĞÜN MUHAREBE EĞİTİMİ
    "Bölük Muharebe
    Eğitimi" olarak yayınlanan eser, meskun yerlerde muharebe, savunma ve
    taarruz konularını kapsamaktadır. Meskun yerlerin sınırlayıcı
    durumlarının muharebeye etkisi, savunma mevziinin seçimi, savunma
    mevziinin hazırlanması, ateş sahalarının temizlenmesi, ateş taksimi,
    ateş tutmayan ölü bölgelerin kapatılması ve mevziin işgali gibi
    savunmanın esasını oluşturan konular işlenmiştir. Ayrıca taarruzda
    birliğin aldığı tertip ve düzen, ilerleme, ateş üstünlüğü, ihtiyatların
    kullanılması gibi taarruz harekatında her zaman karşılaşılacak konular
    ele alınmıştır.
    Genç Kurmay Önyüzbaşı
    Mustafa Kemal (Atatürk) tarafından, Almanca aslından tercüme edilen ve
    bağlı olduğu ordunun eğitimine katkısı olan bu eserden yeni nesillerin
    de faydalanabilmeleri için bugünkü Türkçe'ye çevrilmiştir.
    CUMALI ORDUGAHI
    Cumalı Ordugahı;
    Makedonya bölgesinde, Köprülü - İştip yolu üzerinde bulunmaktadır. Bu
    ordugahta, 3. Süvari Tümen Komutanı Tuğgeneral Suphi Paşa'nın komutası
    altında kurulan bir süvari tugayına eğitim ve manevra yaptırılmıştır.
    Bu manevraya katılan Mustafa Kemal, "Cumalı Ordugahı" adlı eserini
    yazmış; süvari, bölük, alay, tugay eğitim ve manevralarını anlatmıştır.

    Mustafa Kemal bir
    kurmay subay olarak teorik bilgilere önem vermekte, ancak askeri
    tatbikat ve manevralardan sadece katılanların yararlanmasını yeterli
    görmemektedir. Bu yüzden, 10 gün süren bu tatbikat sırasında tututuğu
    gözlem notlarını, hazırlanan meseleleri ve komutanların yaptıkları
    eleştirileri yazmış, bol kroki ile küçük bir broşür haline
    dönüştürmüştür. 12 Eylül 1909'da tamamladığı bu eseri, Selanik'te 1909
    yılında matbaa harfleriyle basılmıştır. Eser; 39 sayfa metin ve 7 adet
    krokiden oluşmaktadır.
    TAKIMIN MUHAREBE EĞİTİMİ
    Bu kitap; Berlin Askeri
    Üniversitesi eski müdürlerinden General Litzmann'ın "Seferber
    Mevcudunda Takım, Bölük ve Taburun Muharebe Talimleri" adlı eserinin
    ilk bölümünü oluşturmakta olup, Selanik'te 3.Ordu Karargahı'nda
    görevli, Kurmay Kıdemli Yüzbaşı Mustafa Kemal tarafından Almanca'dan
    Osmanlıca diline çevrilmiş ve 1908 yılında Selanik Asır Matbaasında
    basılmıştır.
    Kitabın özü; seferi tam
    mevcutlu bir takımın, değişik hava şartları ve çeşitli arazide, basit
    bir mesele içinde muharebe yöntemlerinin uygulaması, avcı hattı
    teşkiliyle bir avcı hattının ateş muharebesi üzerinde toplanmaktadır.
    Mustafa Kemal Paşa,
    subayların arazide yetiştirilmesini amaçlayan tatbikatın, önemini
    vurgulayan bu eserini, 1911 yılında 5. Kolordu Harekat Şube Müdürü iken
    yazmıştır. Bu eserde, karşılıklı olarak kırmızı ve mavi muharebe
    birliklerinin Selanik-Kılkış arasında yaptıkları savunma ve taarruz
    uygulamalarının değerlendirilmesi yapılmıştır.
    TAKTİK VE TATBİKAT GEZİSİ
    Bu eserinde, bir
    muharebeyi sevk ve idarede belirli kuralların olamadığını vurgulaması
    yanında, komutan olan kişinin nitelikleri üzerinde de durmuştur. Bunlar
    ise; birliğini barışta ve savaşta eğitmek, yönetmek ve gözetmekteki
    üstün başarı, elindeki kuvvetin eksikliğini giderecek düşünce gücü ve
    astlarından her konuda üstünlüğü sağlamaktır. Bunun yanında, kişisel
    cesaret, başkalarının hareketini önceden seziş ve harekatını en uygun
    zamanda yapabilme yeteneği olmalıdır. Ortak amacın gerçekleştirilebilmesi için birliklerini başarılı bir şekilde yönetmeli, astları üzerinde etkili olmalı ve otoritesini kurabilmelidir.
    Bu eserde ayrıca bir
    komutanın başarılı olabilmesi için bu kuralları sadece okumuş ve
    öğremiş olmanın yeterli olamadığı, bunların tatbikatının da önemi
    belirtilmiştir
    GEOMETRİ
    Atatürk bu kitabı
    ölümünden birbuçuk yıl önce III. Türk Dil Kurultayından hemen sonra
    1936-1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe Sarayında kendi eliyle
    yazmıştır. Atatürk Arapça ve Farsça terimlerle dolu ders kitaplarının
    öğrenciler açısından öğrenimi geciktireceğini düşünmüştü.
    SUBAY VE KOMUTAN İLE KONUŞMALAR
    "Subay ve Komutan ile
    Konuşmalar" Atatürkün askerliğe ilişkin eserlerinin en önemlilerinden
    birisidir. Bu eser, Atatürk, 1914 yılında Kurmay Yarbay rütbesiyle
    Sofya askeri Ataşesi olarak bulunduğu sırada, Nuri conker'in "Zabit ve
    Kumandan (Subay ve Komutan)" adlı kitabına karşılık olarak yazılmıştır.

    Genç subayın, içinde
    bulunduğu ordudaki aksaklıkları, hataları nasıl sezdiğini; bunlara
    karşı tepkisiz kalmayarak üst makamlara hatalar ve çözüm yollarını
    nasıl sunduğunu; ülkenin içinde bulunduğu askeri ve siyasal durumdan
    duyduğu acıları kitabın birinci bölümünde bulmaktayız.
    Atatürk, bir subayın
    taşıması gereken özveri, ölümü göze alma, emri altındakileri sevk ve
    idare edebilme, taarruz ruhu, insiyatif özellikleri hakkında, Nuri
    Conker'in görüşlerine katılmış ve kendi düşüncelerini de çeşitli
    örneklerle destekleyerek açıklamıştır.
    Bunların yanı sıra,
    Türk kadınının, aslında toplumu yaratmada çok etkili olabilecekken,
    suskunluğu seçtiğini bütün açıklığıyla ortaya koymaktan kendini
    alamamıştır. Türk ulusu hakkında ise "kuşkusuz bizim ulusumuzun
    karakteri de bütün karakterler gibi yükselmeye ve istenen şekle girmeye
    elverişlidir. Fakat kendi kendisine olmak koşuluyla..."dedikten sonra,
    dışardan ulusumuzun karakterine yapılmak istenen etkilerin amacına
    ulaşamayacağını vurgulamıştır.
    Subaylarda ve erlerdeki
    inisiyatif özelliğine eserinde geniş bir bölüm ayıran Atatürk, kendi
    dönemindeki ile daha önceki dönemlerde Osmanlı ordusunu kıyaslamıştır.
    Özellikle Trablusgarp Savaşı'nda edindiği deneyimler ile kendiliğinden
    hareket ve iş görme özelliğinin, olması gereken sınırını göstermiştir.
    Atatürk, eserin son
    bölümünde, Kuzey Afrika'da birlikte çarpıştığı korkusuz ve yiğit silah
    arkadaşlarını anmış ve onları "yüksek askerlik niteliklerine" sahip
    insanlar olarak tanımlamıştır. Bu davranışı O'nun diğer bütün
    üstünlüklerinin yanı sıra insancıl yönünede tanıklık eder.

      Forum Saati Perş. Mart 28, 2024 11:01 am